22 Nisan 2008 Salı

allah o da nesi!

Memleket köpekler bakımından hayli zengin. Yok yok, maksatlı bi yazı falan değil, aleni gerçek köpekler işte. Şahsen ben memnunum çünkü köpekleri seviyorum, hırlayıp çeteleşmedikleri zaman güvenli bile geliyorlar. Bi de benim karakterime daha yakın görüyoum sanırım onları; sadıklar ve korumacı güdü örneğiler benim için. Üniversitem (Hacettepe Ü.) de köpek cenneti idi, kedi barınamazdı. Hacettepe Ü. ile ODTÜ arasında gizli bi anlaşmazlık, alınıp verilememe durumu vardır. Ne tesadüftür ki, buna hayli denk düşen bir durumdur ki; orası da kedi cenneti gibidir âdeta ve köpek kısırlığı yaşanır bildim bileli orada da..)))))))
Neyse efenim köpeğin bol olduğu bi memlekette de haliyle kediler azınlıkta oluyor. İşte bugün akşam alacası eve dönerken civarda kaldırımlar arası, hatta Çoruh'un yakaları arasında bi köpek uğuldaşmaları duyuldu ki, içlerinden bir grupla boy gösterdi bizim memleketin köpekleri uzaktan uzağa. Ben de köpek bolluğu, kedi azlığı üzerine düşüncelere dalıvermiştim ki tam bu sırada büyük belediye çöplüğünün ymacında bi hırıldama -aallah o da nesi!- poşetlerin karanlıkta yarattığı gürültülü kakafoninin içinden bi kedi fırlamaz mı! aman allahım o ne fırlamaydı öyle(aslı astarı saniyelik bi mesele). Neredeyse dibimden fırlayan bu kedi parçasına hırladım içimden, öyle ya cesaretimin onurunu zedeledi, refleksime yenik bi sıçama gerçekeştirdim öteye doğru. La havle efenim a havle..))))) Tamam dedim kediye, "varoluşunuzun farındayım ve sizi de ciddiye alıyorum!" işte bele...

Hiç yorum yok: