1 Mayıs 2008 Perşembe

HayLayF...

ah halayf... ne de çok yer de kıymetlendiridik o anları. E eskiden bunca çeşit mi vardı, az olunca hem kıymetli (datlım gıymatlım) hem de pahalı oluyolardı tabi.
Bugün sevgili ve emektar bizküvim "haylayf" alıp yedim. OKul kantininde özüme ilişen yıllardır değişmeyen mai ambalajı nasıl da çarptı gözüme ve eski ilk ve ortaokul yıllarım geldi aklıma. Harçlığın bi bölümünü ona ayırır, yeni çıkmış bu bizküviyi almak için öğrenci yığınını aşar ve ağzımın içinde aromasını erite erite yerdim iştahla. Bitmese derdim kendi kendime... E o zamanlar nerde onca çeşit dedim ya... Ne kadar da zaman olmuş tadına bakmayalı, ona pas vermeyeli. NASIL VEFASIZ DAVRANMIŞıM ona, bizküvi vb çeşitliliği arasında. Buluşmamız mutluluk vericiydi; AMA YİNE DE O ESKİ GÜNLERDEKİ AĞZIMDA ERİYEN GENZİME YAYILAN KOKUYU ARADI, ANDI YÜREĞİM.
aLIP masaya getirince başladı diğer arkadaşlarda da eskiye hasret muabbetler. Meğer ne haylayfçılar varmış ve daha ne toz leblebiciler, çiziciler, çokoprensçiler... İnsaaanoğlu ilginç, neler nerelere götürüyor bizi.

Hiç yorum yok: