17 Ocak 2009 Cumartesi

Ağaçlarıyla Batum

Batum'un son turuna geldim sonunda. Elden geldiğince konu sınırlandırması ve gruplamasına giderek aktarmaya özen gösterdim; zihinde bi şekil oluşsun diye -hoş kaç kişi okuyo ya da okur bilmiyorum ama; meraklısına hayrı dokunsun en azından-. Diyeceksiniz ki bunca anlattın, çok mu hayran kaldın, muhteşem miydi? Aslına bakarsanız muhteşem falan değildi. Yılbaşı olmasının bu kente kattığı çok güzzel bir görüntü vardı. Onun dışında bambaşka bi kültür ve yaşam görmek, bunu kayıtmak benim hoşuma gitiği için heyecan ve mutluluk duydum. Yoksa genele bakınca fakir bi şehir, yaz mevsimi değilken pek az insanın ilgisini çekebilir.
Sözün özü gezmek güzel, ama, orada yaşamak istemem.
Son turu gene doğanın kendisine bırakmayı tercih ettim: Ağaçlar. Özellikle ağaçları seçimin nedeni ise, adamların girişten başlayarak her bi alana ağaç eklemiş olmalarından. Üstelik tek tip değil, çeşit çeşit.
Şehrin girişinde, vakt-i zamanında Stalin'in Danimarka'dan özel getirttiği ağaçla karşılıyor sizi -ki çamın değişik bir türü olan bu ağaç hemen solda gördüğünüz tek çam ağacı modelinde. İŞte bundan dizi dizi hayal edin-. Şehrin içinde de yer yer karşılaşıyorsunuz onlarla. Sonrasında başka çam türleri ve palmiyeler aşlıyor dizi dizi. Manolya denilen çiçeğin diken yapraklı ağaçları sahil şeridi boyunca takip ediyorsizi (kış rüzgarından korumak için bağlamışlardı). Ağaç çeşitlilikleri bitmiyor, arada meydanın hemen yakınındaki parkta bambu ağaç topluluğu ile karşılaşıveriyorsunuz -oralarda çok yetişen bir ağaç türü imiş-. Adamların hemen her kafe vb sinde bambu eşya ve koltuk takımlarıyla karşılaşıyorsunuz.
Bi yer bunca soğuk ama aynı zamanda bunca da yeşilllikli ve BAMBULU olsun! ilginç!
Ooohooo daha arasanız daha nice ayrıntı yakalarsınız belki ama benden bu kadar demek ve artık blogumda yeni konularla haşır neşir olmak istiyorum.

Dilerim seyahat merakı olan herkesin -en azından Gürcistan'a gitmek planı olanların işine yarar / yaramıştır yazdıklarım.. ve kendim için de dilerim ki, daha nice başka dünyalar görüp oraladan da seslenmek şansını yakalarım...

3 yorum:

asd dedi ki...

Hocam, tek kelime ile tebrikler Gürcistan kapısı ilk açıldığı o günden bu güne gürcistana giderim İnternette Batumu bu kadar detaylı anlatan tek yazı sizinki gürcü websiteleri de dahil sanırım ilk gidişiniz ve sürenizde kısıtlı buna rağmen yılların rehberi gibi gezi yazınız harika tebrikler. Oğlumun sizin gibi entellektüel yetkin ve iyi bir öğretmenin rehberliğinde olmasından memnunum
saygılar

yazmak_eylemi dedi ki...

Öncelilkle iltifatkar değerlendirmeniz için teşekkür ederim. Sadece İzlenimlerimi paylaşmak amacıyla yaptığım bi yazı dizisinin bunca doygun ve biçok blog ya da site çalışmasından daha ayrıntılı bulunması beni çok mutlu etti; hele de oraları bilen biri tarafından olunca. Ayrıca oğlunuzun öğretmeni olduğumu söylemişsiniz, çok şaşırdım. Hangi öğrencim olduğunu tahmin etmem imkansız ama blog sahibi ve kültürel kaygılar taşıyan bir velisi olduğu için ne mutlu ona ve biz öğretmenlere.

asd dedi ki...

Cevaplama inceliğini göstererek beni mahcup ettiniz, Nezaketiniz için teşekkür ederim.
Gezi yazınız iltifatın ötesinde gerçekten övgüyü hak ediyor, yazabilmek güzel bir meziyet.
Hoşça vakit geçirmeniz dileği ile iyi tatiller hocam...