"Ben dostlarımı ne kalbimle, ne de aklımla severim... Olur ya... Kalp durur... Akıl unutur... Ben dostlarımı ruhumla severim... O, ne durur... Ne de unutur..." Celaleddini Rumi
bir kahvenin kırk yıl hatırı var; bir çift fincanın da..) sevgili arkadişim, keyifle kullanıyoruz manzarayah nazır, mis gibi kahvelerimizi içerken..)
Kışa rAMak Kala ..)
mis mis!..
bol çiçekli bir öğretmenler gününden..)
yorumsuz..)
geçmişin ışığında..
bildiğimiz kütük..)
insanın hayal gücü ve yeteneğinin sınırlarına şaşırtacak kadar güzel çalışmalar. Has be has ağaçtan/kütükten yani. Yontulunca güzel şeyler çıkartılabilenleri de var demek ki..)))
buğu
Evet, bu buğulu ve sanatsal karenin adı "Buğu". Bu mis gibi haşlanmış mısır tanelerinin daha net bir çekimini yapabilmeyi isterdim ama haşlanırken tazeliğinden yarılmış bu süt mısır tanelerinin bitmek bilmeyen dumanı arasında anca böyle puslu bi çekim yapabildim. Muhteşem görünüyor değil mi? Buralarda özellikle 13 Ocak'ta Gürcülerin yılbaşısı kutlanır ki bu üstü bol tuzlanmış mısırlar da baş misafiridir masanın. Elle yenir özellikle, kaabalıklar ve yabancılar içinde bile ikram edilse..âdeet bööle. Bayram değil seyran değil diyeceksiniz; ama İlmoşum'un ellerine sağlık yapıverdi bizim için işte..)))
direniş
bunca yeşile inat dağlar, karına sahip çıkmakta sadakatle.. manzara da manzara ama..)
karanlığın gizi
gece nasıl da aldatıcı; -arka manzaraya bakınca- dersiniz ki tatil kasabası ya da boğaza karşı..)))
Mumlar ve anlar..)
"mumlarını kullan artık, kullanasın diye aldım saklayasın diye değil!" dedi sevgili arkadaşım; ben de, saklamaktan daha kıymetli bi şey yaparak onları anlamlı bir günde alevlendirerek anlam kazandırıp tatlı hatıralarım arasına aldım. Artık yenisini alabilirsin ayşam..))))
tablo gibi
böyle bir derinlikteböyşe bir balık sürüsüyle çevrelenm olmak, manzarada muhteşem ama düşününce ürküücü..))))
uğur böcükleri
şunların güzelliklerine bakın ..)))) nası da yakalamış çeken..)
sevda çiçeği
çok sevdiğim "mor ötesi" adlı grubun bağıra coştura söylediği "sevda çiçeği"nin görüntüsünün bu olduğunu bilmez idim..))) pek de güzel imiş efenim..)
meymın
Pek bi sevimli geldi de blog sayfam da eksik kalmasın dedim -nedense pek sevdiğim şempanzelerden-. İnsan bu sevimli suratlara bakınca şempanzelerin vahşi ve yırtıcı olduklarına inanası gelmiyor!..
mis mis !..
muhteşem bi tabak için lokantaya gitmek gerekmiyor!.. kendi lüksünüzü kendiniz yaratın..) mühim olan kendinizi / midenizi ödlülendirebilmekteki beceriniz.(maharet -ellerine sağlık- annem, süsleme ortak, çekim ben..)
saklı cennet
boyutlar..
Sanırsınız ki bu koca yapraklar amazon ormanlarından alınma bi foto... oysa memleketimizin köşelerinden biri; henüz bakir sayılabilecek kadar az ayak basılmış Macahel'den bi kare...irilikleri çekimden değil, özündendir dikkat isterim..)))
aşk faresi
Pek bi sevimli değil mi..) hazır gelmiş iken, ben de blogumda yayına vereyim dedim. sevgililer gününe inanmadığım; daha doğrusu herkes için aynı günün özel oluşunu özel bulmadığım için bu sevimli ve aşk dolu giydirilmiş fareyi 14 şubat'a denk gelmeden sunayım istedim..)
geçmiş
derinlik
onca bitkinin yoğunluğu arasından katman katman bir derinlikle öteye uzanan bu manzara karşısında tepkisiz kalmak mümkün olmasa gerek. düşünsenize burası bizim, memlekeimiz cennet. neyse ki hala gizli kalmış köşeleri var, en azından gizinin korunmasına çalışılan. (2007 Düzenli köyü bir evin bahçesinden bi ağustos manzarası)
kar, deniz ve gök
kar ile denizin kesişim noktası, katman katman kar yüklü dağlar ve yapraklarından soyunmuş ağaçlar olunca -ki bütün çıplak cılızlıklarına rağmen dik ve dirençli duruşları da ayrıca etkileyici olmakla birlikte- insan renk ve atmosferi es geçemiyor hani -soğuğa rapmen üstelik- ..) (borçka-hopa arası cankurtaran sonrasından bi kare)
2008'in son foto-doğa turundan bir demet
mevsime zıt bi foto biliyorum; ama albümüme göz gezdirirken denk gelince, renkli renkli pek bi hoşuma gitti. ben de yılın son foto gezisinden bi iki kare sunayım istedim..)
Sonbahar modeli olarak biraz pörsümüş duruyorlar ama, kara yemişin en parlaklarından olsa gerekler..) nasıl da nizamlı duruyolar dip dibe.. "safları sık tutalım ey cemaat-i müslim" dercesine..)
Bu nedir bilmiyorum? Evet, bitki olmasına bitki; çiçek yani. Ama adı nedir, neyin nesi kimin fesi bilmiyorum. Bilen de çıkmadğı için sizi bu konuda aydınlatamıyorum ama yine kışa ramak kala son doğa-foto gezimizden bi kare daha..)
ne olduğunu bilmediğim bi şey daha..) burası, bitki uzmanlarının araştırmaları için hazine mahiyetinde bi yer bence...
bu da sırt dönmüş mantar..) 70'lerin balon lambalarına benziyor değil mi, hani şu yeniden modaya çıkan..
oyuncak gibi çoraplar..)
hediyeler her zaman güzeldir; hele bi de sevimli oldular mı ..)
eskilerden
macahel'in düzenli köyü'nden objektifime yansıyan bi kare. ne süslü laf ama!..) kış mevsimine adım attığımız şu günlerde yaza bi özlem peyda oldu da içimde araya gitmesin dedim..)
bayram da bayram..)
bol şekerlemeli, çikolatalı nice mutlu ve umutlu bayramlar diliyorum herkese..)
taş mı dersiniz?
bu gördükleriniz de neküne? taş değil, sabun değil... bunlar, leziz mi leziz çikolatalar. çikolataya dair damak tadına güvendiğim bi arkadaşımdan..) e ben de çikolatalı sevgiler sunuyorum ona..)))
kozalaklar
kışa direnen mor menekşeler
nası da sevimliler..)
insan yaratısı sınır tanımıyor ve nice materyal insan elinde değişime uğruyor baksanıza..) Hiç bu kadar sevimli görünmemişti gözüme karnıbaharlar..) Sanırım ayaklar elma sapı; kafalar belki kara üzüm? (yapanın ellerine, gönderen arkadaşımın gönlüne sağlık)
gökyüzü
güzel günlerden bir gün, kış öncesi son demler...
bakış açısı
efenim bu da bi çeşit mantar. nerden baktığınızla doğru orantılı olarak değişiveriyo bazen objeler... elle yapılmış gibi, nasıl da güzel bir rengi vardı görünenden daha da güzel; ama hava kararmaya yüz tutmuştu buncasını yakalayabildim ..)
ha gayret..)
ha gayret evlat! anatomimize ters ama başaracaz bu barfiksi...puff... 1, 2, ...
ehl-i keyif
nette görünce pek bi hoşuma gitti. insanın bazen, hayvanların içgüdülerine göre yaşadığına inanası gelmiyor hakkaten. benim için ööle anların fotolarından biri bu..)
erguvan sonbahar
taşlarla hemhâl..
büyük ve küçük balık !
çok hoş bi çalışma değil mi, denk gelmiş iken size de denk düşüreyim dedim..))
bakış açısı
nesnelere bakış mesafeniz nasıl da önemli baksanıza. efenim bu, mor renkli diken bitkisi (yani isminin bu olabileceğini düşünüyorum). yakından da ayrı bi gizemli, güzel çıkmış fotoğraf makinemden..)
bu da nesi!
evet bu da nesi demiştim ilk görüşümde ben de.. efenim, bu okyanusun derinliklerinde yaşayan bir tür denizanası, ışıklanmış hali nasıl da UFO'lara benziyor değil mi? dersiniz ki bi tür uzaylı..)
dönüşüm
çocuk her yerde çocuk ve onlar için oyun her yerde... ağacın oduna ve daha başka nice şeye dönüştüğü gibi çocuklar da değişiyor, kimi kez dönüşüyorlar başka bi kimliğe... en çok da oynarken buluyorlar kimliklerini... (yer: yeniyol köyü, çekim: ben)
yoncaya komşu mantarlar
benim 'zoom'umdan..)
ille de yaşamak
Tellerin ardında saklamış olsanız da bütün canlılıkları ile poz verir edaları ile tel çeperi zorlamakta çiçeklerim..))) sahip çıktığıma bakmayın kim bilir kimin bahçe kalıntısı? Terk edilmiş bir evin kuytusunda sıkışmışlar ama yaşamakta direnmekteler... Bu arada çekimimdeki canlılığa, renk ayarına dikkat isterim..))
bacalar
bacaların ardı borçka köprü-barajı, aman da tripot pek âlâ yakalamış kaç zamandır gözüme kestirdiğim bacayı..)
ışığa nazır üç hurma
buranın hurmaları da bi başka oluyo valla. öle alışkın olduğumuz mayışmış, yumuşak hurmalarından farklı; sertçe ama dil burmuyo. kimilerinin "cennet meyvesi" de dedikleri bu meyve, baharın son doğa gezilerinden kalma..)))
yılın son papatyası..
keşke her süpriz bunca tatlı olsa; bahar havasında. canlarım benim, teşekkür ederim...
Ekmek Kavgası..
bu kareyi yakalayabilenin ellerine ve objektifine sağlık..) e tabi bana göndenin de fikrine..)
tavaf
minik bi alabalık sürüsü ama nası da coşkuyla tavaf etmekteler kendi alanlarını; kutsal bi vazife edasında hiç durmaksızın...
Kalamara gel, kalamara!
böööle muhteşem göründüğüne aldanmayınız; tadı hiç de güzel değildi. Kalamara ilişkin önceki tecrübelerime dayanarak iştaha getirdiğim sevgili arkadaşlarımın ilk tecrübeleri de -böylece ve ne yazık ki- tam bi fiyaskoyla sonuçlanmış oldu. Özlemle öpüyorum sizi..)))
kokusuz
Doğa kışa tam teslim olmdan bir yaz kırıntısı daha sunayım istedim. Yalnız bunca güzel bir görüntünün bi onca da kokusuz olabileceğini aklım almıyor...
gerçek bi koçan..)))
efenim, görmemiş olanlara tazesinden gerçek bi muz koçanı fotosu sunayım dedim. Ben yazda takıldım kaldım... Zannımca şimdiye çoktan tadına dönmüştür..)
çiçekten yemişe...
"nar çiçeğinden içi yüzlerce taneli nar"a nasıl mucizevî bir serüven...
çiçekler çeşit çeşit..)
(boynu bükük) hüzün...
Trabzon'daki "Ganita Çay Bahçesi"nden farklı odaklarla bir kare.
adsız
Finike'de rastlayageldiğim ağaç üzerindeki bu adsız çiçeğe ben bi ad koydum "havuz başı" çiçeği.. Annemin ben 5-6 yaşlarında iken tepemde topladığı ve adına da havuz başı diyerek beni razı getirdiği saç şeklimi andırdığı için..))) ilginç bi bitki değil mi? ışık çok yoğundu anca bu kadar çekebildim.
nazar buncukum
ilk ustalık nazar buncukum emin elllerde..)
baharın son demlerinden..
yukardaki gibi mor menekşe ya da kasımpatılardan buralarda -artvin- pek yok ama tatilden kalma olunca teselli buluyo insan..)
süt mısırı bunlar süt!
hani 'süt mısırı' der der satarlar da hiç bunca beyaz ve kocaman tanelisini yememiştim. köy pazarından aldım, piştikçe şiştiler. tipine bakan gedikli diye bi şeye benzetmez ama burada mısırın hası bööle..)
taşlar ve özgürlük...
ne mutlu ki biçoğu sahibini buldu bile. eylemlerim devam edecektir..)
taşlar ve özgürlüğe...
yeni ve farklı bi yaklaşım. hareket halindeki ying-yung'tan.. (çekim: salih)
taşlar ve özgürlüğe devam...
taşlar ve özgürlük içine felsefe de ekledim..)
taşlar ve özgürlüğe devam..)
bu da katır tırnağı
bi tür ağaç işte. Şekli güzzel, üzzerindeki çiçeklerin kokusu yok ama arada meltem eserse burna hoş bi kokuu çarpabiliyor. Başka bölgelerde görmemiştim daha önceden, rize ve trabzon'da da vardı; karadeniz'e has olsa gerek..)
nası da sahiplenmiş di mi!
maymunu falan yok bu işin, çocuk çocuktur, onlar da oyuncağı sever..)
ahan da kara yemiş!
önce beyaz çiçekler açarmış dalda, dökülmez, yeşil meyvelere dönüşürmüş bunlar. olgunlaştıkça kararırmış yemişler. Karadeniz'e hasmış. ben de Trabizon'da yedim ilk. ne tatlı ne acı, tadı buruk bi meyve.
yeşilin büyüleyici ışıltsı...
akşam alacasında yaprakların arasında gizlenmişken nasıl da ışıltılı duruyor değil mi.. o, büyüyünce koca bi kabak olacak ablası..))
trabzon yolunda akşam üzeri..
ööle hafife almayın fotomu, arabadan cama rağmen çekilmiştir hani..)
pembenin de böölesi...
borçka-demirciler armudu
ÖÖÖle tiplerine bakıp da 'bunlar minnicik, çürük mü ne?' demeyin valla; armudun bunca tatlısını ve kıvamlıca yumuşağını kaç zamandır yememiştim..ımmmmıhh..)))
Muhteşemler!
Bu kuğular, Trabzon'da -Kanuni Evi'nin az ilerisindeki- bir parktan. Su yok, havuz yok ne işleri var demeyin... valla burası Karadeniz. Oturduğumuz masanın hemen dibindeki çimenlerin üzerinde mutlu mesut salınıyolardı ..))) sırt sırtaydık yani..) çok güzeller di mi!
bi ankara çiçeği..
yalan! sadece ankarada yetişmiyor kabul, ama ankarama mâl edesim geldi, ne var..) yoğun ışığa rağmen nası iyi olmuş mu makro çekimim?
kumar çiçekleri
karadeniz'in, hele de rize'nin tabiat-ı meşhurlarından
yeşillikler arasından nasıl da uçsuz bucaksız bir maviliğe uzanıyor değil mi?
özel ve güzel bir günden...
kuş üzümü hiç bu kadar tatlı olmamıştı..) sanatsal bir çalışma, kolaj! ..)))
dut da duttu hani!
bu yıl dut bolluğu var memlekette. Şeker gibi, bal gibi dutları ardı ardına yemenin de tadı bi yerlerde yok... hımmmımmıhımm! Bu daha ilk ve küçük tepsi..)))
bahar... hadi ama...
artık yorganla yatmak istemiyorum yaaa!..
Ankara
Kuğulu Park öZLeDiM seni...
kilçuk
Bu da Karadeniz kılçığı..)
gel de doğaya hayran olma...
bi koca demet tebessüm..)
bu da baharın işareti değil de nedir?
sİNOP hATIRASI
Sinop'ta minik bi fotoğrafçıda buldum bu deniz atını. Küçük bi kutu verniklemiş satıyordu amcam. Kaçırır mıyım hiç, hemen aldım ekledim aksesuarlarım arasına. Henüz tam bi yeri yok; midye yanı, mum üzerine yakıştırdım onu.
meksika'dan bir pazar hatırası..)))
Yıldızlı Gece
seni yeniden gördüğüme sevindim bay Yıldızlı Gece... Vincent Van Gogh
bakıyo da ne görüyo acaba ..)))
bi de bu bilmiş kedi için benden çalıntı foto diye telif ücreti istiyolarmış..!!!
bir gece ansızın gelebilirim..)
en güzeli dostlarla içebilmek... ayşam, rabiş, yunus..)))
tebessüme değer di mi..)
Kim bilir tarihin sayfalarında gizli daha neler var ")))
Gölgelerin gücü adına !!!
ışıtılı bir günden bugüne... :)
-park yerine- farklı bir yaklaşım
e burası karadeniz; dere tepe demeden dik yamaçları ve boşlukları da değerlendirmenin bir yolunu bulmak gerek tabi..)) ha evin altında, ha evin üstünde...
ıııımmmmııhhhh...
mis gibi çiküfte bunlar! e bunlar artakalanlar; maalesef marullu, allı pullu iken yemeyi bırakıp da fotoğrafını çekecek babayiğit çıkmadı :) ellerine sağlık nilgün..)
Siz hiç aylar öncesinden kutladınız mı doğum gününüzü !?
Tatlı sürprizler her zaman güzel ve özeldir. Biliyorum bu sütun, yemek MÖNÜSÜne döndü ama..) napalım bu kareyi ölümsüzleştirmesem olmayacaktı... teşekkür edeeeeeeerim tripotum, örtmenim..)
kaynar kazandan çıkmış mısırları, kim bunca sevimli tutaçlarla yemek istemez ki!
Zamanı hızlı yaşamak zorunda olanlara
Ayarlayın, sallama çayınız vaktinde atsın kendini dışarı! Hayli sevimli ve işlerliği olan bi tasarm kabul; ama bunu tasarlayan arkadaşın bol vakti vardı herhal..)))
fazla söze ne hâcet... ;)
Kauçuk ağacı görmemiş olanlara!
ben gördüğümü sanırdım; ama bunca irisini hiç görmemiştim. Gayet de canlı kanlı süzülüyordu yanlara doğru tüm heybetiyle.. (çok ağaçlı bi psikolojideyim herhal bu aralar..))) ) Antalya 2007
BAHAR gel artık!
Kemalpaşa'da başlayan muhteşem bir 2006 baharından. Çay bahçeleri ortasında portakal ağaçları..))) güzel bir günün hatırasına..
Suya Direnmek!
Akıntıya karşı kürek şekmek bööle bi şey olsa gerek. Mayıs asında Klaskur'a doğru yaptığımız keşif yürüyüşünden bir enstantene (el bilge, çekim salih, fikir ilham..) )
Bunlar da Neküne?
Sabun ya da plastik ev süslerinden değiller. Çikolata bunlar ÇİKOLATA. Muhteşem görünüyorlar değil mi. Bir de bayanlar, niye kilo alıyoruz derler..
oyuncaklar ve çocuk yanımız
çocukluğumuza dair rafları özenle korumak gerek, ne dersiniz? (çekim bilge'den, oyuncaklar melike'den)
bu da Yüzlerden Bir Yüz
Etkilenmemek mümkün değil! Hayal gücünün ve yaratının sınırı yok gibi geliyor bazen..
insanın, pijamasını kapıp ansızın çalabileceği bir kapısının olması ne güzel !
pijamam yeni de..)))
Bu Tatlılık Sizi Aldatmasın!!!
Yeğenim Cemre'm! Nasıl da tatlı uyuyor değil mi? Uyurken evet, ama ah bi de uyanıkken, hatta geceler boyu sabahlara dek uyumazken görün, benim biricik yeğenimi..))) Oğlan dayıya, kız halaya derler ama valla ööle huysuz değilimdir ben:( / ;))) Bu mutlu ve güzel enerjin hiç tükenmesin halacım benim! Can Yücel'den bi şiir sunacağım Cemrem'in dilinden: BÜYÜK CAN DEDİ Kİ Kovalamayın beni yatağa / Hiç uykum yok / Daha lafınıza karışacağım / Ortalığı dağıtacağım / Televizyonu kapatacağım / Ayçiçeği resmi yapaağım daha / Başpamağıma şiir okuacağım / Islık çalacağım / Daha çok işim var / Gecenizi karartacağım / Kütahya vazonuzu kıracağım / Vakitsiz yatırmayın beni / Daha çok erken
4 yorum:
of of off..ne kadar da güzel yazmış ne başlığa hacet ne de yoruma...
aman da hoş geldin kara kızım, değil mi ama..)))
teşekkür ederim canım örtmenim..günde iki kez bakıyorum neler payşaşıyorsunuz diye.bence harika bir blog sitesi.iyi çalışmalar
..)))
Yorum Gönder