"Yapacağımız her hareketten önce ciddi olarak düşünmeye başlasak, vereceği sonuçları önceden kestirmeye çalışsak, önce kesin sonuçları, sonra olası sonuçları, sonra rastlantısal sonuçları, daha sonra da ortaya çıkması dşünülebilecek sonuçları düşünmeye kalksak, aklımıza bir şey geldiğinde, bulunduğumuz yere çakılır, hangi yöne olursa olsun bir adım bile atamazdık. Sözlerimizin, hareketlerimizin iyi ve kötü sonuçları, kuşkusuz ileride yaşayacağımız günlere, hatta bizim bu sonuçları doğrulamak, kendimizi kutlamak ya da özr dilemek için artık bu dünyada bulunmayacağımız günlere göreceli olarak düzgün ve dengeli biçimde dağılır..." (Jose Saramago -Körlük- adlı romanından)
Velhasıl-ı kelam bu dünya, deneme yanılma tahtasıdır. Yaşamı kendimizce anlamlı kılmak, istediğimiz yere taşımak için hedefler belirler, kimi zamanda kendini getiren hedefleri değerlendiririz. Deneriz, sınar ve sınanırız belki de. Hep hesaplı kitaplı yaşanmıyor anlayacağınız. Bu sırada da kimi birbirinin aynı görünmesine rağmen bi o kadar da farklı cereyan eden olay ve durumlara çareler ararız. Çareler için adım atmak gerekir ve yazık ki her adım doğruyu yakalayamayabilir; bazen bile bile, bazen beklenti dışı gelişir meseleler. Sözün özü; tedbiri elden bırakmamak önemli kesinlikle ama durduğumuz yerden de seyreylemek akıl kârı değil dünyayı...
bu arada sayın Mr, ayağınızı denk alınız, görüyorsunuz ki ben iflah olmam..))))
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
2 yorum:
Dönen bu şarka çomak sokmak gerekiyor zaman zaman...
Kimi sistemleri düzeltmek, kimisini bozmak. Eninde sonunda el atmak gerekiyor. Zaten hayat denilen bir nehir ve ona göre ilerlememiz için bir düzen var. İyi de senin yerine kim olsa zaten aynı akıntıya bırakıldığında aynı yerlerden geçerdi. Peki burada senin farkın nedir?
kesinlikle katılıyourm koray. keşke herkes bulunduğu ve bulunmak isteiği yeri sorgulasa..
Yorum Gönder