22 Ekim 2008 Çarşamba

Kelebekler hakkında bilmediğimiz...

Kelebekler ne de narin yaratıklar hakkaten; uçucu, tüy gibi savrulan cinsinden. Bi o kadar da estetik duruşlular. Hafta sonu yürüyüşünde soğuğa direnen bir küçük öbek görünce tebessüle seyrettim onları. Fotoğaflamak onların hızına yetişemediğim için mümkün olmadı tabi; ama hiç yoktan onları blogumdan yad etmek istedim.
Çirkin denilebilecek tüylü ve boğumlu bir tırtıldan bu kadar güzel bir yaratık çıkması büyüleyici bir mucize bence. Neyse efenim, kelebek bahsini ille de bugün açmamın sebebi, kelebek sever bir öğrencimden değişik bir bilgi notlamamdandır kafama. Malumunuz kelebekler narin, üstelik hava koşulları ve diğer canlılar karşısında hayli korunaksız / savunmasız yaratıkçıklar. Zaten bir güncük ömürleri var, o da kaderin oyunu misali başka hayvanlara mı kurban gidecek, nerde adalet derken, Tanrı'nın onlara da bir savunma hakkı ve de lütfunda ulunduğunu öğrendim. Efenim onları tehlikelere karşı bi nebze de olsa koruyan özellikleri kamuflajlarıymış. Özellikle üzerlerindeki değişik renk ve boyutlarki nekler, lekeli işartler sadece süs amaçlı değilmiş anlayağınız. Onları gören kimi canlılar, kelebeklerin tehlikeli olabileceği sinyalini alkları, bu işaretleri öyle yormladıkları için onlardan uzak dururlarmış... yaaa... işte bele.
Efenim, gördüğünüz gibi sadece görüntüye aldanmamak gerek demek..)))

Hiç yorum yok: