16 Nisan 2008 Çarşamba

artık KıSa cümleler kuruyorum..)))

Şebnem Ferah'ın "artk kısa cümleler kuruyorum" şarkısı en sevdiklerimdendir, anlamdaki derinliği açısından. Hakkaten hayat çok şey öğretiyor insana; ben gibi uzun cümleler kurmaktan kendini alamayan bir tipçiğe bile..))) ama gelin görün ki yine de eski alışkanlıklarımı sık sık tekrarlamadan edemiyorum. Bu da bi huy olsa gerek; detay vermek, anlattğım şeyi anlaşılır kılacak kadar uzun cümleler kurmak; hem de bazen karşdakinin takibini zorlaştıracak kadar bazen. Sanki karşıdaki ya anlayamayacak ya da yanlış anlayacakmış gibi, ille de... Neyse efendim bugün de öööle uzun bir cümle kurarken yakaladım kendimi telefonda, durduramadım da başlamış bulunmuşum bir kere sündü de sündü. Derken, nefes almak için kısa yarım bi "es" vermişken arkadaşla karşılıklı bastık kahkahayı. "Bi an hiç durmayacaksın sandım" deyince arkadaş, "ben de duramayacağımı.." deyiverdim ..))) Cümle mi? zorlasam sonunu getirirdim zannımca; ama bazen cümle kurmadan da çok şey anlatılabiliyo, yeter ki karşıdaki ile aynı dili konuşabilin...

bU uZun CümLe kurma bazen bi meziyettir; ööle her babayiğidin harcı değildir hakkını vermek. Nitekim Ahmet Hamdi TaNPINAR'ın 15 satıra varan bir paragraflık cümleleri vardır. Bu cümlelerin nokta konmaksızın soluksuz sürdüğü düşünülecek olursa maharetinin derecesi de anlaşılmış olur sanırım.

Ama tabi her zaman bir maharet olmayabiliyor... Neden mi? Uzun bir süre geçmesine rağmen beni hâlâ güldüren, tebessümle bakmaya devam ettiğim bir karikatür anlatsın size ne demek istediğimi. Kim bilir belki görmediklerinizdendiR ( bkz. sağ cenaba)

Hiç yorum yok: