4 Nisan 2008 Cuma

Taze Demlenmiş Mis Kokulu Çay Gibisi...


Bu aralar bende bi çay içme sevdası ki sormayın gitsin. Aslında çay içmenin de ötesinde onun sıcak demli kokusunu genzimde hissetmek, iki elimle kavradığım kupamı koklamak ve sıcakğını ellerimden, burumdan mideme kadar hissederken rahatlmak hissine özlem. Sanırım asıl sevdiğim bu. GEVŞEMEK hissi yaratıyor çay bende, tüm iliklerimde hem de. Bu hissi ya du hayali seviyorum daha çok sanırım.
Çay aşkımın depreşmesi nedendir bilmem. Ama çok yoruluyorum, üstelik şu sıralar midemin hortlayan ağrısından ötrü çaya hasret kalışımla bi bağlantısı olabilir diye de düşünüyorum. Öye veya böyle; Ohhhh..! MİİİSSSS KOKULU BİR ÇAY içmek gibisi var mı sabahın er vakti balkondan yemyeşil dağlara nazır, küfül küfül balkona sızan yüzü yalayıp saçı savuran rüzgarla birlikte hem de... tertemiz havayı içinize doldururken, rüzgarla birlikte genzinize, oradan da tüm bedeninize yayılan sıcak çay kokusu... ..)))






Ah hele bi de yanında kızarmış Ankara simiti olacak ki, bi de beyaz peynir... deymeyin o zaman keyfime... gİTtim de yiyemedim zati bu sefer. Neyse.. Ankara'ya giderseniz mutlaka Taş Fırın Simit Sarayı'na mutlaka uğrayın derim)




E HAYDİ AFİYET OLSUN!

Hiç yorum yok: