23 Mayıs 2008 Cuma

Kars Macerası-1 (Ardahan'a varma azmi takdire şayan)

9 Mayıs 2008
Kars maceramı sonra anlatırım demiştim; maşallah, kaç vakit oldu da elim değmedi yazmaya. İnsanın hevesi kaçıyo, bunca yoğunluk içinde de gözünde büyüyo. Zaten bu yüzden değil midir ki günlük tutmada bi türlü istikrar tutturamamışımdır.
Neyse efenim, eski bi TX 12 içinde tıngır mıngır çıktı yola. İlerleyip de Şavşat’a tırmanmamızla kar tipiye tutulmamız da bir oldu. Mayıs’ın ortasında olunca insanın zoruna gidiyor haliyle DoNmaK! Hayır, şaka değil, donduk yol boyunca; vakit geç, ortalık ıssız, yollar rampa mı rampa sisten görünmüyor ortalık.. Allahtan arabayı süren arkadaş sürücülükte usta ama neye yarar bi noktadan sonra. Gri rengi, buzlu puslu bi sisle kapatınca göğü yeri korku filmlerini andırır bi manzara çıkıyo ortaya. Buket’im daha fazla tedirgin olmasın, adam da cesaret toplasın diye suratıma yerleştirdiğim yürekli, gözü kara ifade içten içe çaktırmadan bi tırsmaya bırakıyor yerini. Olur mu hiç yiğitliğe bok sürdürmek, yaraşır mı yaraşmaz; çıktık yola varacaz elbet edasıyla devam ediyoruz bi gayret. Araba da, aynı eski toprakların bilir kişi cesaretiyle tırmanma gayretinde rampalara. Bizim emektar, ıkınıyo tıkanıyo, derken iş bize düşüyo… Araba önden çekişli, dursak olmaz kalkamayacağız. Haydi hoppa, hareket halinde iken öne sıkışa süzüle geçiyo arkadaş. Efenim biter mi macera bu kez de dönüşler de destek vermek gerek sürüşe, zıpla da zıpla! Böyle kaç virajı atlatıyoruz bilmiyorum ama bi ara tepeler arasında kıvrılan yol kar ve karanlıktan seçilmez hale geliyor. Rakım 2640'ı görüyoruz. Derken, sağ cenabımdaki cam sarsıntıdan ötrü açılımını gerçekleştiriyor, ki kapatmak ne mümkün. İttiriyor, düşen camı kaldırıyor ama kapatamıyoruz. Süren arkadaş el mahkum iniyor arabadan. Tutturuyor camı, motor önüne de gazete saracak…ne mümkün rüzgâr, tipi ile ittifak kurmuş iplemiyor bizi. Ortalığa saçılan gazete sayfalarının haddi hesabı olmuyor tabi. Sonuç mu? “Bırak dağınık kalsın” modunda koyuluyoruz yola. Gecenin bir körü varıyoruz Ardahan’a, aklımda tek dilek: “Arkadaşlar sobayı yakmış olsunlar!” Dileğim kabul oluyor, çayı da promosyon olarak ikram ediyorlar üstelik… ve sıcak geniş bi yatakta buluyorum kendimi. Nasıl sıkmışsam artık kendimi, yatağa koyvermem zaman alıyor, sonrası sabah… soğuk gri ama mutlu bi sabaha uyanıyoruz. Kalabalık, şenlikli bir ailenin masasına misafiriz bu evde ve Kars’ı keşif için planımız cepte..)

Hiç yorum yok: