18 Haziran 2008 Çarşamba

boyalar, taşlar ve özgürlük



Geçenlerde eve dönerken, yol ve özellikle de apartaman önündeki irili ufaklı taşlara ilişti gözüm. Buraya taşındğım günden beri buradalardı oysa. Algıda seçicilik, bakmakla görmek ilişkisi devreye giriyor sanırım tam da bu noktada. Dedim ki ne güzel, neden bunlarla bi şeyler yapmıyorum. Eskiden televizyondaki çocuk programlarından birinde yumurta şeklinde kaygan ve beyaz taşlarla ağaç tutkalı da kullanarak insan figürleri yapar, bi güzel giydirilerdi parça kumaşlarla. O zaman derdim ki "nerden bulurlar bu taşları? hem ben nerden bulayım bölesini?" İşte taş yerindeyim şimdi, üstelik kumsal değil taşlı bir sahil olduğu düşünülecek olursa hayli şanslı sayılacak bi mekân burası. Taşa merakım yeni değil aslında, oldum olası var. Zaten bu koca taşları fark etmekte geç kalışıma ondan bunca şaşırdım ya.
Neyse efenim, keşfettim ya bi kere bi ampül yandı kafamda "ne yapabileceğime ilişkin" buradaki anaokulda görev yapan maharetli arkadaşlarıma danışıverdim, çocukları ile yaptıklarına alıcı gözle baktım derken parmak boyası ile boyamak konusunda karar kıldım. Öle güzel şeyler yapmışlardı ki sormayın; 4-6 yaş arası çocuklar istediler mi neler de yapabiliyolar bi bilseniz. Onlar, biz gibi, her şeyi okumuş görmüş büyüklerden daha yaratıcılar sonuçta. Ne de olsa bizim gibi öğretilmişliklere bulanmış değiller henüz, daha özgür ve kendi gibiler yani..)


Anlayacağınız, bu aralar yakaladığım küçük boşluklarımı uzatarak taş boyamaya adadım..))
Efenim, yukarıdan bu yana gördükleriniz de benim boyalı taşlarım. İlk denemeye nazaran hiç de fena değiller ne dersiniz?

2 yorum:

baranbra dedi ki...

harikaaa bir çalışma tebrikler...

yazmak_eylemi dedi ki...

..))) teşekkür ederim. ilk kişisel sergimi yakında evimde açıcam şeref konuğu olarak beklerim. Hem sergim yemekli ve yatmalı olacak tercihe bağlı olarak size özel..)