1 Haziran 2008 Pazar

herkesin bir kitap SaTıŞ tekniği var tabi..!

Endonezya'da bir yazar ve aynı Kişisel Gelişim Uzmanı, yeni bir kitap yayınlamış. Onu diğbiçoklarından farklı kılan ise, kitabının tanıtımı için daha önce hiç yapılmamış bir şeyi yapmış olmas. Zenginlikbaşa bela tabi. Atlıyor bir helikoptere, alıyor 10.000 dolardan bozma 1 dolarlarla dolu çantasını. Geçtiği köy-kasaba üzerine boşltıveriyor paraları. Bu boca edişten nasibini kapan kapıyo, alt alta üst üste. Yetişebilene tabi. Bi de kameraya çektiriyo ki bunu; bundan âlâ reklam mı olur? Oh oH ...
oYSA bi kişisel gelişim uzmanı olarak verdiğmesaj ile alınanın aynı olmadığını hesaba katmalıydı. Öyle ya "ben kitap yazdım, size alabilmeniz için para veriyorum" mesajını veriyor ama, kişi başına çoğu kere günlük 1 doların altında kazanan bir topluluğun insanlarının iletiyi bu şekilde algıladığını hiç sanmıyoum.
Hoş adamın macı dikkat çekmekti, bakın ben bile konu edinip dikkat çekm üzerine.
Hakkaten yalnız; reklamın iyisi kötüsü olmuyo. Tek ve bâkî gerçek bu!

6 yorum:

Barış dedi ki...

Kişisel gelişim olanaksızdır, gelişim kolektif olur. Kişisel gelişim uzmanlarının çoğu da, kolektif gelişim trenini kaçıranları çaresizleri yolan üçkâğıtçılardır.

Ama burada pek de akıllı olmayan bir üçkâğıtçı söz konusu galiba :)

yazmak_eylemi dedi ki...

valla ben daha çok kişisel gelişimden anlamayan biri olduğunu üşündüm ilk dinlememde. İnsanların bireyliklerini hiçe sayıp yukarıdan salayarak para dağıtmanın neresi GELİŞİM İŞARETİ ki?

Toplum içindeki bireysel gelişime inanıyorum ama günümüzde, kitaplar üzerinde laflarla sınırlı kalmış birbirini yineleyen bir sosyete modası oldu biçok şey gibi o ayrı. Zaten üçkağıtçılara ekmek kapısı yaratan da bu sanırım..)

Barış dedi ki...

Kişisel bilgilenme olanaklıdır. Ama gelişim olanaksızdır. Bilgilenme ve gelişim arasındaki farklara yoğunlaşsak?

yazmak_eylemi dedi ki...

Notunuzu bir soru olarak algıladım cevaplama hakkı doğdu sanırım bana. Öncelikle bilgilenme ile gelişim tabii ki irbiriyle ilişen ama çok farklı iki sözcük; kabul. Ama eğer bir konu hakkında -ki bu özellikle psikoloji ile bağlantılı ise- bilgilenir ve kendinizdeki var olan davranışlarla birleştirir, ardından da yeni değil ama bir adım ileriye götürerek belki kötü bir tavrı törpüler ya da iyi bi yklaşımı pekiştirip güçlendirirseniz bu GELİŞİM sayılmaz mı? belli bir yaşa ulaşmış, -hele de ergnelik arkası bir dönemde- neredeyse şekillenmiş bir kimliğin çok bambaşka olacağğı, üstelik kişisel gelişim çalışmaları ile -hele kitapla- dönşüme uğrayacağı fikri bana da mümkün gelmiyor açıkçası. Fakat bir kişinin istendik bir davrannışı edinebilmek yolunda çaba harcayıp kendine(bakış açısına, yaşam tarzına) bir şeyler katması pek de aykırı değil bana göre. Bu ikinci adım benim zihnimde kişisel gelişim diye adlandırdığım şey. Tabir-i caizse Kendim de kendimin gönüllü bir deneği olduğum için bunca iddia edebiliyorum.. Başarı oranı tartışılabilir; ama gerçekliğini hiç yadsımadım şimdiye dek bu olgunun, oluşumun. Kastettmek istediğiniz şeyi yanlış mı anlıyorum? Kişisel gelişim denen şeye bunca tepki ya da inanmazlık? Bu konuya dair fikrinizin açılımını gerçekten öğrenmek isterim.

Barış dedi ki...

İnsan psikolojisi toplum psikolojisiyle iç içe incelenir. Yani, toplumsal bir varlık olan insanın psikolojisi analiz edilirken etrafından, diğer insanlardan soyutlanamaz, soyutlamaya kalkarsak da sonuç alamayız.

İnsanın psikoloji konusunda kitaplardan bilgilenmesi olasıdır. Bu bilgilenme kitaplardan olduğu gibi, kendini gözlemleyerek, etrafındakileri tek tek gözlemleyerek ve bir bütün olarak toplumu ve toplulukları gözlemleyerek de yapılır. Hatta kitaplardan önce de bu bilgilenme vardı. Bilgilenme sonucunda oluşan veriler, elbette davranışlara yansır. Ama yine de insanlar arası ilişkilerde sınanır, değil mi? Yani psikoloji eğer davranış bilimi demekse, insan davranışı da sosyal bir olgunun parçasıysa psikolojik gelişimin tamamen bireysel olacağını öne süremeyiz. Kişisel gelişim olayına tepkim yok, sadece çaresizleri yolma aracı olarak kullanılmasına tepkiliyim.

yazmak_eylemi dedi ki...

hımmm, tamam o zaman. anladım ki aynı tarafta, aynı şeyi söylüyormuşuz.