3 Temmuz 2008 Perşembe

Burası da neresi!

Trabzon BİLSEM'deyim. Bilim ve Sanat Merkezleri'ne öğretmen yetiştirme kurslarının Karadeniz grubunda. Sayıca hayli kalabalığız ama daha ortalarda çok insan yok. Yeni yeni gelmekteler.. Bir üniversite öğrenci yurdunda kalıyoruz. Akşamın bir vakti indim buraya, hemen terminalin karşısı zor olmadı bulmak. Kafamı bi kaldırdım yükselen bi bina, gri mi gri. Neyse girdim içeri, ışık yok otomatı bulana kadar hal geldi başıma. Biraz ilerledim ama katlar boyu bi. karartı, fabrika gibikoca ve ürkütücü bi alan. Baktım üst katlarda bikaç insan ve ışık. Aman allahım ışık varsa asansör de vardır diyerek arandıom baktım ki hemen girişte sağda duruvermekte imiş. Bi yerin acemisi olmak da zor -kör pissik gibi- hemen göremiyosunuz bi şeyi. Neyse efenim bindim asansöre 1,2,3... yok, taaa 6'ya kadar. Bastım ya allah diyerek düğmeye. Bütün o çirkin girişe rağmen sağlam ve gönül rahatlatan bi asansör. Kapı açıldı, dersiniz başka bir dünyaya açıldı, o ürkütücülük kayboluverdi. Baktım karşımda ben gibişaşkın ama yerlerine kavuşmuş sırıtkan tipler. Gayri ihtiyari sırıtıvermişim ben de. Bir sırıtma hali karşılıklı sormayın dakkalar gibigeldi. İçlerinden biri müdürü imiş bu yurdun. Anlayacağınız -yok yok ben atlar giderim bi taksiye bulurum illaki doğru düzgün bi yer. Kalınmaz burda.. diye söylenmelerimle bezenenen- bu tuhaf başlangıç, tebessümle kendine geldi. Beklediğimden daha iyi; ben yurt falan deyince yatılı lise tecrübelerimden yola çıkarak "ya koğuş usülü 6!lı, 10'lu yatacaksa; hadi tek banyoya tâbi isek" diyodum, neyse ki iki kişilik odalar. Öyle iyi bi şey değil ama en azından -olabileceği kadar- temiz. Gülmeyin valla dünden beri yaşadığım telefon trafiğini ben bilirim. Sorumlu kişilere ulaşamayıp muhatap bulamayınca, bir de yeriniz hazır denmesine rağmen telefonlardaki sesler "a ne yeri, ne semineri.. hem yurt tadilatta" falan diye gevelelemelere maruz kalınca daha iyimser düşünemiyosunuz. Telaş telaşa konaklama için diğer çözüm yollarının arayışında şişiyor beyniniz. Bavul hazırlıları da ayrı bi hengame. Öyle ya burdan sonrası tatil..))) İşte bu yüzden bunca kafapatlatmalı koca bir günün ardından burayı görünce, bi de kantinde şu an kullanmakta olduğum bilgisayarı fark edince demeyin keyfime. Harika değil tabii ki ama ölümü gösterip hastalığa razı getirme durum oldu benimki. Daha da önemlisi, Trabzon'dayım ve kendim için bi şeyin uğraşındayım var mı ötesi.
Hey tadını çıkaracağım tabii ki. Bi şeyler öğrenirken birazcık da eğlenmenin kime ne zararı var..)

2 yorum:

untilwesaygoodbye dedi ki...

Yeni bir yere giderken herkes önce bir yabancılk çeker. Tabi seninki biraz eziyetli olmuş sanırım. Beklenmedik durumlarla karşılaşmışsın. Kimi beklediğinden iyi, kimi kötü çıkmış. Hayırlısı diyelim. :))

Yalnız anlamadığım Trabzon BİLSEM (Bilim ve Sanat Merkezleri'ne öğretmen yetiştirme kursları) hakkında bana biraz bilgi verir misiniz? Ben de öğretmenim ve böyle bir kurstan ilk defa haberim oluyor.

Orada iyi vakit geçirmeniz dileğiyle... ;)

yazmak_eylemi dedi ki...

tabii ki! haftalardır ilk defa girme fırsatı buluyorum bloguma. Öncelikle bilsem sadece trabzon da değil, türkiye'de 39 ilde var. Okullara atama 3 yılda bir yapılıyor. Belli şartları var katılım içinn, önce başvuru sonra kursa kabul, sonra sınav ve proje sunumu derken, ankara da mülakat. anlayacağın -onlar inkar etse de- torpil olma ihtimali yüksek. Sonra da uygun görülmeniz halinde öğretmen olmaya hak kazanıyosun. ama atama onların ihtiyacı oldukça yapılıyor. Ağır bir kurstu açık söylemek gerekirse ama idealleri olan, bi şeylerin kaygısını güdenler için değer.
Dolayısıyla ben tatile kavuşalı daha 6 gün oldu.
Dinlenmeyi hak ettim zannımca... ..)))
iyi tatiller diliyorum..)