31 Temmuz 2008 Perşembe

kuaförden yeni çıkmışlar !..

Bunlar da kuaförden yeni çıkmış, taze boyanmış civcivler!
Pazarın birinde rast geldim. Yazık yavrulara... hayır bakalım onlar mor gözükmek istiyolar mı?
Hayır da, şaka bi yana, böyle allı pullu hayvanlara ilk denk gelişim değil ama, ne bilim, önce seyirlik sonra acınası bi durum buldum içinde. Hakkaten yazık. Ne kadar da meraklıyız ve yaratıcılıkta sınır tanımıyoruz ki minnacık hayvanları boya ile zehirleme riskini göze alabiliyoruz bööle. Bi bizim memlekette olmasa gerek tabi ama... İnsanoğlunun yapısında var sanırım, bi şeylerin doğasıyla oynamak, formunu mıncıklamak; civcivleri - tavşanları boyamak, küçük köpekleri kemikleri sırtarana kadar traş ettirip elbise giydirmek, kedilere şarkı söyletene kadar ıkındırmak...vb vb. Velhasıl-ı kelam "bakın benim hayvanım farklı" demek için bunca faydasız çeşitliliğe de bi gerek yok ki.

A bu arada hemen ekleyeyim; koç, inek ve deve süslemeyi bunların dışında tutuyorum; çünkü bunlar, hem bir geleneğin uzantısı hem de hayvanlara insanî bi hava vermenin dışındaki süslemeler. Saklanması ve geleceğe taşınmasını gerekli -daha doğrusu anlamlı- bulduğum ritüeller. En azından bu yapılanın, bir anlamı, bir amacı ve hayvanın doğasına ters düşmeyen bi yanı var..

Ne bileyim, görmüşken deyiveresim geldi öle...

Hiç yorum yok: