29 Mart 2009 Pazar

Geçmişe yolculuk...

Geçmişin koridorlarında biraz daha dolanasım var sanırım. Zati bu aralar, gelen fotoların da etkisi iledir ki boşluk buldukça zihnimi arada orada eyliyorum tebessümle. İşte bu koridorun duvarlarında rastladığım karelerden biri de bu:
Fotoğraftaki çocuk büyüme yolundadır; bi şeyleri adlandırma, o şeyleri kendi için anlamlandırma çağlarında. Çok da sevimlidir tabi yaşı itibarı ile. Tüm akrabaların ilgi odağıdır ve taklit yaşı olmasından olsa gerek, herkes kendinden eklenen bi şeyler de gördükçe heyecanlanmakta, böylece bi şeyler daha öğretme çabasına, ya da kendilerine ait bazı davranışları pekiştirme çabasına girişmektedirler. Çocuk derseniz; halinden memnundur, öyle ya hem bi şeyler öğrenip meaklarına cevaplar bulurken bi yandan da iltifata mahzar olmaktadır.Kısacası kendine gösterilen ilgiden memnundur. İşte böyle bir eğitim anının dondurulmuş bir görüntüsüdür bu fotoğraf da.

Çocuk ile amcası (aslında dedesinin abisidir) - ki amca da eskinin jönleri gibi yakışıklı bi şeydir; ama çocuk o zamanlar bunun farkında değildir tabii ki..))) -, anneannesinin bol çiçekli bahçesine nazır oturmuşlardır. Çocuk, amcasından çay içme dersleri almaktadır. Yöntem şudur; öncelikle çaydan büyük bir yudum, höpürtü ile çekilir ve yutulurken damak ile dil şaklamasının ferahlık hissini veren sesi ağızdan dışarı yaydırılarak içme safhası tamamlanmış olur. Diğer yudumlar da bu şekilde alınarak bardaktaki çay bitirilir.
Çocuk bunu yaptıkça, sevgili ve kocaman amca tarafından yüreklendirilmesinin hoşnutluğundan daha çok kendisine de büyüklere verdikleri bardakla çay içme izni bahşedilmiş olması ile meşguldür. Dolayısıyla bu oyunun bahanesi ile o bardakları kavrayarak büyüdüm edaları satabilsin diye bu amcanın gelmesini başka zamanlarda da dört gözle bekleyecektir.

Geçmişe sevgilerimle...

Hiç yorum yok: