6 Mart 2009 Cuma

Yeni Bi Aysel Gürel Doğuyor..))))))

Efenim, neredeyse haftalık bi aradn sonra tekrar merhaba. u aralar ayrca bi koşturmaca ve orgunuk; küçücük ilçede bitmek bilmeyen okul içi ve ilçe geneli toplantılar; gir çık derken ömür geçiyor. Bilmiyorum ne kadar yol kat ediyor ya da yol katettiriyoruz... falan falan fani meşgaleler işte...
Ha evet başlık! ööle ya nası yani ölümünün 2. yılında kültürel bi haber mi falan diyeceksiniz? Yok değil, tamamen kişisel bir haber ve yorumum.. Geçenlerde bi arkadaşla konuştuk ve beni kırdı geçirdi telefonda. İnsan tanıyıp halini tavrını hayalleyebilince daha da anlamlı -yani komik diyeyim- ve görülür hale geliyor. Neyse efem, mevzu şu:
Bi arkadaş düşünün, genelde kafa dalgın, yoğun çalıştığı zihin de her an işlediği için meşgul, bu kargaşada da yer yer eşyalarını kaybeden..) -hey kızma bak bana, izin alarak anlatıyorum- Haftalardan birinde yine gece geç vakit yatıyor ve odayı genel hatlarıyla mutfağa taşımak gayretiyle yarı uykulu yükleniyor mutfağa ait olanları oraya, tezgaha doğru. Çöp torbasının ağzını sıkılıyor iyice, güya düzenlice yatacak. Ertesi gün sabah er vakit takıyor lenslerini ve koyuluyor yola. Yorgun argın geldiği akşam üzerindeyse okumaya yeltendiği esnada fark ediyor gözlüklerinin yokluğunu. Başlıyor orayı burayı kaldırmaya, kurcalamaya. Nerelere bakmıyor ki; yatak yorgan, koltuk kanepe arkası, kitap-dosya dolabı, banyo, kimi mutfak merkezleri... yok, yok... Sonra şeytan dürtüyor, diyor ki "sakın dün akşamki uykulu halinle çöpü boylamış olmasın senin gözlük?" Bir dudak sırışı kadar geçen sürenin ardından işliyor beyin... adım adım dün akşamı tekrarlıyor zihninde, bağlantı tam da evdeki çöptenekesinin orada kopuyor nedense. Tamam, karar veriliyor ve hipotez teze dönüşüyor...
-Evet benim gözlük çöpe gitti!
-napmalı?
-çöpe bakmalı!
-olur mu benim bi duruşum, bi kariyerim var!
-iyi de bu krizde b gözlüğe yeniden o kadar para verilir mi, şu parasızlığınla?...
-yok yok !? yani bi görefalan olur...
-o zaman görünmez bi vakit düşünmeli...
İşte bööle kafa içideki muhakemenin ardından gece 12 civarı yola koyuluyor bilmem kaç daireli koca bi apartmanın sakini olan bizim arkaaş. Yanılıp yenilip gelen olsa ya da dışarıya bakan olsa.. aman ha mazallah..) Derken çok tan çöpün dibinde buluyor kendini, elinde de sembolik bi çöp torbası. Çöp kutusuna atar havası yapıp çaktırmadan kolaçan edecek çöpü. Hayır, görünmüyor, en azından dünkü çöp torbasına benzer bi şey görünmüyor, daha yakından bakmalı... Uzanıyor çöpe daha alıcı bi gözle... o da nesi bi araba geliyor apartımana doğru rezalet, eldekini de attı çoktan poz gitti... sokak lambası da tam tepesinde çöpün... rezalet... oh neyse yoldan geçip gidiyor araba, arkadaş da kendini yoldaki kamyonun ardına kamüfle ediyor o suırada. -Oysa zamanında rahmetli Aysel Gürel kameralara poz vererek göğsünü gere gere karıştırmıştı mahalle çöplerini. Onların içinden çıkanlarla başka hayatlara ilişkin neler keşfettiğinden ve nasıl onları yeni şekillere büründürdüğündefalan bahsetmişti üstelik..) marijinal bi yaklaşım.. gerçi biz yapsak deli oluruz o yaptı rijinal sanatçı bakışı oldu..)- Derken ortalık sessizleşiyor yine, bizim arkadaş yine yanaşıyor sinsi bir jasus edasıyla Allahın kıytırık çöp kutusuna. Belediye de ne derin yapmış bu belediye çöp bidonlarını diyor kendi kendine... öyle ya boy kısa, vaziyet nahoş, üztelik kim bilir kendi çöpü hangi katmanda?... Çevreyi bi kolaçan ediyor, daire ışıklarını falan... o da nesi biri mi var üst balkonlardan birinde, sigara ışıltısı mı parladı yoksa?... Kısa bi beklemenin ardından endişelerini kovalıyor kafasından gözünden. Derken ıssızlıktan faydalanarak çöp poşetlerini dışarı çıkarırken buluyor kendini. Ardından daha derinlerdekilere yelteniyor... ne mümkün, uzanarak ele almak imkânsız... beline kadar çöpe asılıp ayaklarını havaya verip ulaşma ölçüsünü artırmaya çalışıyor komedi filmlerindeki gibi... hayır o da nesi bi çıt mı geldi arkadan?... (o ANLATIYOR KAHKAHALARIMIZLA bölünen aralıklarla) ... nafile ulaşmak olasılıksız bi hale bürünüyor... Bakıyor ki olmayacak, direnmenin manası yok... kaldı ki o diplerde de dünkü çöpüne benzer bi poşet yok, bırakıyor her şeyi yerli yerine ve evinin yolunu tutuyor... e kaçan fırsatlar rafına bir yenisi daha ekleniyor, çalışkan belediye çöpçüleri sayesinde..))))
sevgilerimle arkadaşım yafu, çok öpüyorum seni..) herkes gibi normal olmayıp onun dışında olabilmek güzel... gerektiğinde içindekiler için sıra dışı mücadele vermek de ..) İsterdim ki bunca çabadan sonra bari gözlüğünü bula idin...

1 yorum:

asd dedi ki...

:))))